Ahmet Oktay'ı saygıyla anıyoruz...
Şair gazeteci Ahmet Oktay Gizli Çekmece'de bugün artık örneğine rastlanmayacak bir dönemin hikâyesini anlatıyor. 1950'li yılların Ankarası'ndan 60'lı yılların İstanbulu'nun bohem hayatına oradan darbeli günlere 80'lerin basın camiasına götürüyor okuru. Sanat ve edebiyat dünyamızın tanınmış isimlerine resmigeçit yaptırıyor adeta...
Ahmet Oktay kitabın önsözünde "Okur bu kitapta bir yerden sonra 'rahmetli' sözcüğünün kullanılmadığını fark edecektir. Metnin bir 'mezarlıktan' geçiliyormuş izlenimini vermemesini istedim. Herkes yaşıyormuş gibi varsayılsın istedim. Ölmüşleri yanı başımızdaymış gibi anımsayalım" diyor.
Güzel akşamlardı. Öyle içten bir oba oluşturmuştuk.
Şimdi Tülay Tura'yla andığımız o akşamlar bazan Leylâ Erbil'in evinde bazan Ahmet Oktay'larda Koço'da Yakup'ta Yedikule'deki Safa'da... Yalnızca edebiyat mı konuşurduk? Çokça edebiyat ama resimden de sinemadan müzikten de. Kimileyin masa başı çekiştirmeleri gerçi hep sevecenlikle noktalanan. Şimdi hepsi birer hüzün.
Selim İleri