Kendi yarattığı dünyasında mutlu ufacık güzelliklere gülümseyebilen Algin bir gün eve döndüğünde ailesinin kararıyla günler sonra evlenmek için nikah masasına oturtulmuştu. Fakat bu evliliğin bir nedeni vardı hasta bir çocuk ve geçmişe dayanılan silik bir kader. Bir örgü misali geleceklerini ilmek ilmek ören ailenin büyüğü Ata bey iki insanın aşklarına vesile olmak için ufak bir kıvılcımı hazırlamıştı. Bu iki insana düşen görev ise aşklarını alevlere dönüştürmekti.
"Nasıl anlatsam bilmem ki kalbimin küt küt sesindeki çığlıkları. En önemlisi de bu çığlıklar beni senin suskunluğuna mühürlerken sessizliğinin huzurunu sevdiğimi..."