İkindi güneşinin kızarıp akşam dakikalarını hızlandırdığı demlerde başlar iftar heyecanı; susuzluk ve açlık hissi giderek zayıflayıp yerini iftar meclisinin huzuruna terkeder. İftar dakikasını güzelleştiren şey sair zamanlardan daha zengin ve daha ziyade bir sofranın vadettiği damak lezzetleri değil cennetten rayihalar getiren bir iftar meclisinde o heyecanı birileriyle bölüşmektir. Oruç haletini sona erdiren an bölüşmek ve beraber olmak anafikriyle manidardır ve dünyada hiç kimse orucunu yalnız başına açmak zorunda kalan birisi kadar yalnız değildir. Şüphesiz herkesin zihninde unutulmayan iftar meclislerinin lezzeti vardır; içinizde saklı duran o güzelliklere atıfta bulunmak gayesiyle bütün cazibesi "sıradanlıkla" inşa edilmiş birkaç iftar hatırasını yad etmek geldi içimden." (Ahmet Turan Alkan)