Dünya tarihinin modern çağı insanlık tarihi içerisindeki en profan çağı simgelemektedir. Modernizmin ortaya çıkmasıyla beraber insanlık tarihinin ana belirleyicisi olan dinler geri plana itilmiş ve dinin yerini modern öğretiler almıştır. Modernizm ile ortaya çıkan bu durum birçok olumsuzluğu da beraberinde getirmiş ve bundan dolayı da çok sayıda düşünür modernizme ciddi eleştiriler yapmıştır. Seyyid Hüseyin Nasr ve içinde olduğu Gelenekselci Ekol son yüzyılda modern dünyanın ve modernizmin en kapsamlı eleştirmenleri arasında sayılmaktadır.
Seyyid Hüseyin Nasr Gelenekselci Ekol'ün yaşayan en önemli ismidir. Bu çalışmada Nasr'ın gelenekselci bir perspektifle modernizmi ve modern dünyayı nasıl ele aldığı ortaya konulmuştur. Nasr ve diğer gelenekselci düşünürler modernizmi ve onunla ilişkili olan diğer fikrî akımları "gelenek" olarak belirttikleri bir fikrî zemin üzerinden ele almışlardır. Nasr'ın genel manada belirttiği durum modern dünyanın "kutsal"dan kopuk bir yapıda olduğudur. Çağımızda modernizmin neden olduğu tüm problemler ise "gelenek"in tekrar diriltilmesiyle telafi edilebilir.
Bu çalışma modernizme dair yapılan farklı görüşleri yansıtması açısından önemlidir. Dolayısıyla modern dünyayı anlamak ve yeni bir açıdan bakmak için de önem arz etmektedir. Nasr Gelenekselci Ekol'ün yaşayan en önemli düşünürü olması hasebiyle; bu çalışmada onun perspektifiyle modernizme ve modern dünyaya yapılan yorum ve eleştiriler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu çalışmada görüleceği üzere modernizmin yaygın olarak görülen seküler yorumlarının dışında daha kapsamlı ve daha bütüncül eleştiriler de mevcuttur. Söz konusu eleştirilerin en önemli özelliği ise 'din'in merkeze alınarak yapılmasıdır. Yapılan bu çalışmanın en önemli amacı modernizmin hâkim olduğu modern dünyanın anlaşılmasına katkı sağlamaktır.