Mutlu yaşantılarının içinden sonsuzluğa kanat açan biricik annesinin yokluğunu babasıyla
dolduran kahramanımız daha küçük yaştan başlayarak yaşamından notlar düşüyor günlüklerine.
Yazarın sıcacık kaleminden duyarlılıklar yaratan bir akışla yürüyen Anneme Selam Söyleyin Kuşlar'ı okurken bir
günlük edinme ve yazma isteği duyacaksınız...
"Geceydi. Lavaboya kalkmıştım. Baktım mutfağın ışığı yanıyordu. Açık unutmuş olmalıyız diye düşünüp gittiğimde
babiş yemek masasının kenarına ilişmiş fotoğraf albümüne bakıyordu. Gözleri nemliydi kıpkırmızıydı. Konuşmadık hiç. Kollarını açtı. Sarıldık. Kocaman kız oldum ama yine de oturdum babişin kucağına. Birlikte baktık fotoğraflara.
Karların içerisinde yan yana birbirlerine sarılmışlar... Ağaçların yaprakları sapsarı yine yan yanalar... Sonra gelinle damat fotoğrafları... Eski bir beyaz arabanın önündeler... Şimdi o arabalar ortalıkta yok. Sonra minik bir bebiş...
Beeen!.. Yürümeye ilk başladığım günlerden beri babamla yol boyu yürürüz. Elimden tutarken babam
bana doğru biraz eğilirdi. Elimi bıraktı zamanla tek başıma yürüdüm; ama o hep yanımdaydı..."