Kişi yaşadıklarını gözlediklerini düşündüklerini düşlediklerini çeşitli yollarla dile getirmiştir. Şiir bu yolların başında geliyor. Bu denli önemli bir anlatım yolunu/türünü nasıl adlandırabiliriz?Şiir özü kısadan söylemek diye tanımlarsak hiç de yanlış olmaz. Şiirin tarihsel geçmişine baktığımızda kurallar içerdiğini görüyoruz. Uyak ölçü birim biçim önemseniyordu. Bugün de önemseyenler yok değil ancak günümüzde şiirin özgürlüğü seçtiğini kuralları aştığını biliyoruz.Şiir ozanın dili yoğun biçimde kullandığı imgelerin soyut çağrışımlar anlamlar anlamsızlıklar anımsatmalar oluşturduğu bir anlatım türüdür dersek daha önce yaptığımız tanıma ters düşmeyiz. Ozan kendine özgü örgüsü içinde şiirini okura ulaştırır. Bu özgünlüğü kurabilen ozanlar bu yolda ustalaşabilirler.Türkçe uzun söze gerek duymayan bir şiir dilidir. Yani kısa anlatımı seçmesi onu dünyanın seçkin varsıl dilleri arasına sokabilir. Bunu başarmanın yolu şiirimizi verimli nitelikli kılmaktan geçiyor. Dilimiz gelişince şiirimiz şiirimiz nitelik kazanınca dilimiz gelişecektir.Şiir yazın türlerinde çok emek ister gerçeğini bu işe soyunan iyi bilir. Bu gerçek ozana Türkçe adına önemli görevler de yüklemektedir.
Homeros'un ünlü destanı İlyada'da şiir "kanatlı söz" diye tanımlanmaktadır. Bu tanımlama sözcüklerin ses ve anlam örgüsü yönünden oluşturduğu yapılanmayla ilgilidir. Osmanlı Tezkirecisi Latifi "sözün ruhu" der şiir için. Ozanın söze kanat takması ya da sözün ruhuna ulaşması sözcüğe yeni anlamlar yüklenerek sağlanabilir ancak.
Ozan şiirsel eyleminde kendine özgü bir dil yaratır. Bu gerçek şiiri şiir kılar. Ayrıca "Şiir öğretilebilir değil; öğrenilebilir bir iştir."