Kur'ân'da tebyîn tafsîl tasrîf gibi farklı kelimeler geçse de genelde meallerde bu kelimelere "açıklama" anlamı verilir. Örnek olması açısından Diyanet Vakfı Mealini dikkate alarak üç kavrama verilen anlamları görelim:
a. Tebyîn
...قَدْبَيَّنَّالَكُمُالْآيَاتِإِنْكُنْتُمْتَعْقِلُونَ
"...Eğer düşünüp anlıyorsanız âyetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz." (Âl-i İmrân 3/118)
b. Tasrîf
...انْظُرْكَيْفَنُصَرِّفُالْآيَاتِلَعَلَّهُمْيَفْقَهُونَ
"...Bak anlasınlar diye âyetlerimizi nasıl açıklıyoruz!"(En'âm 6/65)
c. Tafsîl
...كَذَلِكَنُفَصِّلُالْآيَاتِلِقَوْمٍيَعْلَمُونَ
"...İşte bilen bir topluluk için âyetleri böyle açıklıyoruz."(A'râf 7/32)
Görüldüğü üzere ilk âyette "tebyîn" kökünden "beyyennâ (بَيَّنَّا)" ikinci âyette "tasrîf" kökünden "nusarrifü (نُصَرِّفُ)" üçüncü âyette de "tafsîl" kökünden "nüfassılü (نُفَصِّلُ)" geçmekte ama bu üç ayrı kullanım üç âyetin mealine de "açıklama" olarak yansımaktadır.
Oysa şu âyet tasrîf ve tebyînin farklı şeyler olduğunu göstermektedir:
وَكَذَلِكَنُصَرِّفُالآيَاتِوَلِيَقُولُواْدَرَسْتَوَلِنُبَيِّنَهُلِقَوْمٍيَعْلَمُونَ
"İşte âyetlerimizi böyle tasrîf ederiz ki birileri: "Sen bir yerden öğrenmişsin" desin; biz de onu bilen bir topluluğa tebyîn etmiş olalım."(En'âm 6/105)
Yukarıdaki âyette âyetlerin tasrîf edildiği bununla elde edilen sonucun da tebyîn olduğu bildirilmektedir. Tasrîf ve tebyîn farklı şeylerdir. Oysa TDV'na ait mealde yukarıdaki âyete şu anlam verilmiştir:
"Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki 'Sen ders almışsın' desinler de biz de anlayan toplum için Kur'ân'ı iyice açıklayalım."
Yukarıdaki mealin "'Sen ders almışsın' desinler de" bölümünü atlarsak ortaya çıkan meal şöyle olacaktır:
"Böylece biz âyetleri geniş geniş açıklıyoruz ki biz de anlayan toplum için Kur'ân'ı iyice açıklayalım."
Dikkatli bir okuyucu yukarıdaki mealde bir anlam bozukluğu olduğunu anlayacaktır.
Yapılan tasrîfle ki bu serinin bir başka kitapçığında tasrîfin kevni ve kitabi ayetler arasındaki örtüşmeden hasıl olan netice olduğu görülecektir- var olan şeylerin tebyîni yani ortaya çıkması gerçekleşmektedir.
Tafsîl ile tebyîn arasındaki benzer bir ilişki şu âyette görülmektedir:
وَكَذَلِكَنفَصِّلُالآيَاتِوَلِتَسْتَبِينَسَبِيلُالْمُجْرِمِينَ
"İşte âyetlerimizi böyle tafsîl ederiz ki suçluların yolu iyice belli olsun"(En'âm 6/55)
Yapılan tafsîlle ki bu kitapçıkta tafsîlin kitabi âyetler arasındaki ilişkiden hasıl olan detaylar anlamına geldiğini göreceğiz- varolan şeylerin tebyîni yani ortaya çıkması gerçekleşmektedir.
Kavramlar arasındaki bu irtibatların göz ardı edilmesi Kur'ân'ın anlaşılmasında önemli bir eksiklik oluşturmaktadır. Kur'ân'da geçen her farklı kelimenin diğerlerinden ayrışan bir anlamı vardır. Bu aynı köke sahip olup da farklı kalıplarda kullanılan kelime ve fiiller için bile söz konusudur.
Biz serimizin bu sayısında tasrîf kavramı üzerinde duracağız. Önce kavramın sözlük anlamına ortaya koyacak sonrasında da kavramın Kur'ân'daki kullanımlarını ve bu kullanımlar neticesinde ortaya çıkan anlamın Kur'ân'ın anlaşılması açısından önemini tespit edeceğiz.
Dr. Fatih Orum