Osmanlı toplumunun son yıllarında ve özellikle İstanbul'daki zengin çevrelerde batılı yaşam tarzı moda haline gelmişti. Mürebbiye bu dönemi ve dönemin karakteristiği bir aileyi elbette karikatürize ederek anlatıyor. Fransa'dan İstanbul'a gelen Anjel bir konakta mürebbiye olarak işe başlar. Ancak Anjel ile birlikte konağın dengeleri bozulur. Konaktaki erkeklerin değişen tavırlarıyla iki yüzlü ahlakları su yüzüne çıkar. Gürpınar'ın en sevdiği ve başarıyla kağıda döktüğü temalar Mürebbiye ile bir kere daha romanlaşmış oluyor.