... Azize tekrar söz söyleyerek: "Bize akıl ve hırstan bahset" dedi. O da cevap verdi: "Ruhlarınız nice nice zamanlar bir harp sahnesidir ve burada aklınız ve muhakemeniz hırs ve şehvetinize karşı savaşlara girer. Elimden gelseydi ruhunuz içinde barış sağlamak unsurlarınız arasında ahenksizliği ve rakipliği birliğe ve ahenge çevirmek isterdim. Fakat ne mümkün? Çünkü sizin de barışçı olmanız hatta unsurlarınızı sevmeniz gerektir. Aklınız ve hırsınız deryalara düşen ruhunuzun dümeni ve yelkenleridir. Dümeniniz kırılır veya yelkenleriniz parçalanırsa ancak çırpınır ve çırpınır yahut denizin ortasında duraklarsınız. Çünkü akıl tek başına hüküm sürerse bağlayıcı kuvvet olur ve hırs bakımsız kalırsa kendini mahvedinceye kadar yanan bir aleve benzer. Onun için ruhunuzu bırakınız hırsınızın bütün hızıyla aklınızı şahikalara kadar yükseltsin o da orada terennüm etsin. Ruhlarınız hırslarınıza aklınızla yol göstersin ki onlar da hergün öldükten sonra dirilerek yaşasın ve bir anka gibi kendi küllerinin üzerinden kalksın.