O tuhaf durum başıma gelmeseydi belki de hiç eşelemeyecektim bu aşkın dibini. Sadece bir kaybın yasını tutacak ''Yasemin mezarından çıkıp geri geldi'' gibi paranoyak düşüncelere saplanmayacaktım.
Benim kavgam yıllarca sürdü ölü Yasemin'le. Belki de hâlâ sürüyor. Yoksa bütün bunları taptaze anılar gibi yazmaya kalkışmazdım bir hevesle. Onu içimde tamamen öldürdüğüme inanmadıkça gerçek benliğime geri dönmem imkânsızlaşıyordu. Her şeyi en gerçekçi hâliyle anlatarak; ruhumu beynimi ve duygularımı acılardan arındırıp kendimi daha fazla mı öldürmeye çalışıyordum acaba? İkram edilecek bir içecek gibi bardağa doldurulmuştum sanki.