Mazeret çoktur. Yeter ki güçsüzlüğün kendisini olumsuzlayarak güç kazanmasına imkân tanıyacak bir evren oluşmasın. Bütün dert de budur. Mezhep savaşı olmasın ümmetin bütünlüğü bozulmasın emperyalistlerin oyununa gelinmesin İsrail bu işlerden karlı çıkmasın diktatörler kötü ama ayaklanma daha kötü ölümler çoğalıyor bunlar olmasın mazeretleri bizlere mazeretçilerin derinlikleriyle samimi bir filozof mu yoksa bilgi Tiranları mı oldukları hususunda çok açık bir tablo sunuyor. Bilgi Tiranlığına hayır!
Asalak yol arkadaşlarındansa açık düşmanlarla karşılaşmak insanı daha tereddütsüz kılar. Fazlasıyla sâlim ve fazlasıyla mâhir bilgi teknisyenleri inanan ve yaşam savaşı veren insanların ankilozu olurlar. Ancak sağduyunun estetik ütopyası acının saltanatı altında ezilip gidecektir. Gizli bir burjuva düşüncesinin kibrini resmeden medyumculuğun kehâneti de larvalar kurbağaya dönüşünce son bulur.