"'Zonguldak'ı Türkiye'nin ötekisi istenmeyeni bedeninden atmak istediği bir parçası olarak düşünebilir miyiz?' sorusu Zonguldak'ın bugünkü durumunu anlamamıza yardımcı olabilecek spekülatif bir soru olarak önümüzde duruyor. Özellikle 80'li yılların sonu ve 90'lı yıllarda gerçekleştirilen özelleştirmelerle beraber 'Türkiye'nin sırtındaki kambur' olarak görülmeye başlanan Zonguldak için aynı tartışma 2014 yılında çıkan 'Torba Kanun' ile tekrar gündeme geldi. Kentte ve havzada çıkarılan ülke sanayisi için bir zamanlar büyük öneme sahip taş kömürü önemini yitirirken işsizlik gibi hayati bir toplumsal problemle yüzleşen kent 'görünmeyen ve istenmeyen' bölge pozisyonu üzerinden konuşulur oldu." Figen Uzar Özdemir Zonguldak bir işçi şehri; Türkiye'de işçi sınıfı kültürünün belli başlı havzalarından biri. Elinizdeki derleme "deresi siyah akan" diyarın elbette öncelikle bu yanına bakıyor: Zorunlu çalışma mükellefiyetinden özelleştirme sürecine uzun bir sınıflaşma ve direniş tecrübesi... Günümüzde termik santral karşıtı muhalefete de akan bir gelenek... Ama o kadar değil. Konut politikasından sanatsal faaliyetlere her boyutuyla şehir kültürü de var derlemenin içinde. Zonguldak'ın gündelik hayatında kadınlık ve erkeklik halleriyle ilgili canlı gözlemler de var... Zengin tasvirleriyle edebiyatta ve sinemada Zonguldak'ın görünümleri var... Görünmezlikleriyle şehrin görünmezliğini simgeleyen madenci çöpçü katırları var... Kömürspor-Zonguldakspor da var. Atilla Barutçu ve Figen Uzar Özdemir'in derlediği Yüz Karası Değil Kömür Karası'na ayrıca İbrahim Akyürek E. Atilla Aytekin Akın Bakioğlu Şeyma Balcı Fahri Bozbaş Hanen Çiftdoğan Ayça Demir Naz Hıdır Alaaddin Kara Ayhan Kaya Caner Özdemir Hasan Anıl Sepetci H. Tarık Şengül Mete Arif Tokmak Güzin Yamaner Ayça Erinç Yıldırım Evrim Yılmaz katkıda bulundu.