Çevrelerini saran ağır sessizliktıpkı denizin dibindeki dalgıcın üzerine basınç yapan su kütlesi gibiruhlarını eziyordu.Bu sessizlikuçsuz bucaksız sonsuzluğun ve kaçınılmaz zorunluluğun olanca ağırlığıyla üzerlerine yükleniyor;dünya nimetlerine olan aşırı tutkularınıgelip geçici coşkularınıuçarı heveslerini! ezerek son damlasına kadar posasını çıkarıyor;büyük ve yenilmez doğa güçlerinin parmağında oynattığızavallı akılları ve yetersiz bilgeleriyle onları ufacık birer güneş lekesine döndürüyordu.