"Bir kitap okudum hayatım değişti" diyenlerin aksine ben de bir hayat okudum kitabım değişti.
Merkez Bankası'nın büyük şubesinin önündeki kaldırımda gördüm onu. Yıllar önce. On yedi yaşımda. Her şeyin karşısında olduğum o günlerde. Bacaklarının dizlerinden aşağısı yoktu. Önüne açmış olduğu mendile atılan üç-beş bozukluğa dahi bakmıyordu . Gözlerdeydi gözleri. Göz seviyesinden geçen çocuklara gülücük göndermekti en büyük keyfi. Karşı kaldırımdaki telefon kulübesine sırtımı yaslayıp bir sigara yaktım. Ve izledim. Ne kadar değişken ve akışkan olabileceğini düşündüm zamanın.
Hiçbir zaman para vermedim kendisine. Üç-beş sohbet etmişliğimiz oldu. Ben sarhoş dönerken yaşlı annemin yanına sürünürken görmüştüm kendisini yollarda. Kornalara aldırmadan farlara aldırmadan sürünürken görmüştüm kendisini birkaç kez. İntihar etmenin tek meşru yolunun yaşamak olduğunu bilmekti belki de tek suçu.
Bildiği için yaşıyordu.
Bir keresinde tam ezilecekken büyük bir kamyonun altında koltuk altlarından tutup kenara çektim. Göz göze geldik. En yakın çay ocağına gidip iki çay içtik. Benimki iki şekerliydi. Onunki tek.
İlk ve tek sorumu sordum bir saatlik sohbetimizin sonunda ana caddede ayrılırken:
Tanrı?
Kısa oldu cevabı:
İçindeyiz.
O günden sonra bıraktım ciltlerce kitap okumayı. Her gün karşı kaldırıma geçip okumaya çalıştım hayatını. Ve o geceden sonra kitabım değişti. Kitaplarım...