Ölmediği görülenlerin başlarına birer mermi daha sıkıldıktan sonra kimisi bağ bıçağı kimisi de orakla efzunların kafalarını kestiler. Her birisi birer ikişer kafa kesti. Çayın karşı tarafına bir beygir bırakmışlardı. Çuvallar da beygirdeydi. Birisi uygun bir yerden karşıya geçerek aceleyle beygiri getirdi. Kellelerin boyun kısımları toprağa bulanarak kanı kurulandı ve iki çuvala dolduruldu. Çuvalların ağızları birbirine bağlanarak beygirin terkisine asıldı. Fakat çuvallardan yine de kan damlamaktaydı. Buna engel olamadılar. Başka çuvallara da gerek vardı. Arap Süleyman hemen çaya koşarak bir su birikintisinde ellerini kollarını ve yüzünü yıkadı. Sonra beygirin heybesinden temiz kılıklar çıkarıp aceleyle giyindi ve beygire atladığı gibi çayın karşı kıyısından doğruca Kuvvacı Nuri'nin bahçesine doğru hareket etti.