Çocuk giysisindeki tozları silkeledi. Hıçkıra hıçkıra ağlayarak uzaklaşıyordu. Arada bir de arkasına bakarak başını sallıyor gözdağı veriyordu. Tom ise bu gözdağına aldırmazlıkla gülüyordu. Sonra sırtını dönüp sevinçle yürümeye başladı. Ama daha Tom sırtını döner dönmez yabancı çocuk yerden bir taşı kaptığı gibi fırlattı. Taş Tom'un kürek kemiklerinin arasına değdi. Taşın Tom'a rastladığını gören yabancı çocuk tabanlarını yağlayıp bir ceylan çabukluğuyla kaçmaya başladı. Tom onu evine dek kovaladı. "Yürekliysen dışarı çık!" diye bağırdı. Ama düşmanı pencereden ona dilini çıkardı. Sonunda düşmanın annesi göründü kapıda. Tom'a kötü acımasız aşağılık bir çocuk olduğunu evlerinin önünden çekilip gitmesini söyledi. Tom oradan uzaklaştı bir gün bunun acısını çıkaracağım diye and içerek.