"Koltukta oturmuş biraz önce sevdiğim adamın söylediği kelimeleri doğru anlayıp anlamadığımı düşünüyordum. Karşımda gözünü kırpmadan bana bakıyordu. O gözlerde hiçbir duygu yakalayamadım. Biraz acıma vardı belki ama sevgi hiç yoktu. Bu bir rüya olmalıydı. Evet biraz sonra uyanacak ve oh çok şükür rüyaymış diyecektim. Çünkü bu rüyadan başka bir şey olamazdı. Böyle şeyler ancak rüyalarımızda başımıza gelebilirdi. Gerçek hayatta bunun olması mümkün değildi. Üstelik biz daha yeni evliydik. İki yıllık evlilik yeni sayılırdı değil mi?"
Romanlarda okudukları mutlu sonlara kendi hikâyesinde yer olmadığını anladıklarında henüz iki yıllık evliydi Toprak ile Elif; Toprak şimdiyse gitmek istiyordu. Elif'i ardında bırakıp giderken gerçekten mutlu olabilecek miydi bilmiyordu. Bildiği tek şey artık Elif ile de mutlu olamadığıydı.
Elif birlikte büyüdüğü ilk aşkı ile evlenip mutluluğu yakaladığına inanarak yanılmış mıydı? Toprak'ın gitmesiyle ailesini işini arkadaşlarını bırakarak hiç bilmediği başka bir şehirde onu unutmaya çalışacaktı. Bırakılan elleri bir başkası tarafından tutulduğunda gerçek aşkı bulacak hayatına giren yeni Toprak ile ilkinin acılarını silebilecek miydi? Yoksa ilki gibi o da bir yanılgı mı olacaktı?