Üzerinde yaşadığımız ve ahiret hayatının mükafaat veya cezasını kazanma yurdu olan dünya kuruluşundan bu güne kadar hep hak ve batılın temsilcilerinin mücadelelerinin sahnesi olmuştur. Hakkın temsilcileri yeryüzünün ve bütün mahlukatın yaratıcısı Allahu Teala'nın kainatın büyük nizamı içinde insanların hayatiyetlerini yaratılışlarına uygun olarak sürdürüp sonunda ahiret yurtlarını da kazanmaları için tayin ettiği kanunlara uydukları müddetçe batılın karşısında her zaman galip gelmişlerdir.
Milletlerin ve devletlerin siyasi hudutlarının ötesinde "maddeci" ve "maneviyatçı" cereyanlar şeklinde kendisini hissettiren bu büyük mücadele hre iki cephedeki insanların hayat felsefelerine yaşayış tarzına duygu ve düşüncelerine büyük tesirler yapmaktadır.