-İfran orası nere ki?
-Ben de bilmeyim? Büyü oda deyi!
-Seninle beraber para koyak da oraya gidek mi?
-Çok uzah mı? Karadan mı gidiliyi denizden mi?
-Anlayamadıh ki... Hele bir sorah.
Büyükada'ya nasıl gidileceği hakkında yorgancıdan mufassal malûmat aldıktan sonra Mahir fesini çarpıtıp tatlı tatlı ensesini kaşıyarak:
-Oğlan neye gitmeyek... Gidek! Çok ayla eğlenirik. Feslerimizi birer kalıp ettirek potinlerimizi yağlatak... Taranak kokulanak bayramlık urubalarımızı giyek boyunluklarımızı takak takıştırak dayılarımızın gümüş kösteklerini alıp boyunlarımıza dolayak. Öyle bir varda koska olak ki görenler de diyeler ki odacının yeğeni ile kömürcününki iki okka bir çeki olmuşlar.