Yaşanmışlıklarının son hatıraları olan inci inci ter damlalarını can suyu niyetine döktüler bedenlerine ve sustular öylece...
Susarak var olmaya ant içmiş gibiydi ikisi de. Kimse görmüyordu sanki onları kimse duymuyordu. Görünmez olmuşlardı. Keşfedilmemiş son gezegende Âdem'le Havva olmuş kendi kaderlerini yazıyorlardı... Balodaki insanların sesleri birer masal bedenleriyse birer figürana dönüşmüştü. Bu yabancı adam bir hırsız gibi Donata'nın gözlerinden içine sızmış Donata'nın içindeki kuyunun karanlığına rağmen yolunu bulabilmişti. Bu yüzden ikisi de dansı terk edemedi.
"Kimsiniz siz?" diye sordu Donata.
"Uzun bir yoldan gelmiş ve maskenizin ardında sakladığınız ruhunuzda dinlenen bir şövalye... Ya siz?"