Kelam Tarihinde bu ilmin gelişmesine eser ve düşünceleriyle katkıda bulunmuş birçok milletten âlim vardır. Mâverâünnehir ve Fergana vadisinde yetişmiş Türk kökenli kelam âlimleri arasında gelen İmam-ı Azam Ebu Hanife ve İmâm-ı Mâtürîdî bunlardandır. Eğer bu iki kelam âliminin kurucu rolleri olmasaydı Kelam ilminin bugünkü seviyesine gelmesi mümkün olur muydu?
Nasıl ki tarihte milletler yetiştirdikleri âlimleriyle övünürse biz de milletimizin yetiştirdiği bu âlimlerimizle övünüyoruz. Çünkü İslam medeniyetinin kuruluşunda özellikle bu iki şahsiyetin büyük rolü olmuştur. Bunlar İslam düşüncesinin sütunlarıdır. Hâlâ da onların ortaya koyduğu kelâmî düşünce günümüzde de etkisini sürdürmekte olup yeni ilm-i kelam çalışmalarının ilham kaynağını oluşturmaktadır. Bu sebeple Mâveraünnehirden Osmanlı coğrafyasına uzanan topraklarda yetişmiş Kelam âlimlerimizin yeni nesle tanıtılması gerekmektedir.
İşte bu maksatla "Türk Kelamcıları" adını verdiğimiz bu çalışmamızda İmam-ı Azam Ebû Hanife'den İmâm-ı Mâtürîdî'ye Hz. Mevlânâ'dan İbn Hümâm es-Sivasî'ye Fuzûlî'den M. Zâhid el-Kevserî'ye Ömer Nasuhi Bilmen'den Mehmet Şerafeddin Yaltkaya'ya Konya'lı Mehmet Vehbi Efendi'den Vahîdüddin Hân'a varıncaya kadar kadim ve çağdaş âlimlerimizin kelam ilmine katkıları üzerinde durduk. Elbette bu âlimlerimiz arasında doğrudan mütekellim olup da kelam ilmine hizmet eden kelamcılarımız olduğu gibi mütekellim olmayıp da kelam ilmine yazdıkları eserleriyle hizmet eden âlimlerimiz de vardır. Umarım bu eser hem ilmi tecessüs sahipleri ve hem de Türk kelamcıları alanında araştırmalar yapacak olan genç ilim adamları için yol gösterici olur.