Yirmi birinci yüzyıl çok hızlı gelişmelerle devam ediyor. Bugünün dünle aynı olmadığı ve yarının da bugünden farklı olacağını bildiğimiz bir çağda yaşıyoruz. Herşey inanılmaz bir hızla değişirken hayatlarımız yaşam tarzımız fikirlerimiz iletişim şekillerimiz kadar ticaret hayatı da bu değişimden nasibini alıyor. İnternetin yaygınlaşması ve telekomunikasyonda yaşanan gelişmeler iş yapış şekillerinde köklü değişikliklere neden olurken hayatlarımız çılgın bir tüketim kültürüyle çoktan çevrelenmiş durumda. Elbette böyle bir ortamda mevcut ürünlerin satış çabası veya insanların belirli bir ürünü satın alması için kandırılması tanımlamalarını çoktan aşmış olan pazarlamanın hem tüketiciler için hem de işletmeler için önemi günden güne artmaktadır.
Evet pazarlama apartmanların giriş kapısında "Dilenciler ve pazarlamacılar giremez" yazılı kağıtlara sıkıştırılmış sığ tanımından çıkıp içinde çok sayıda kavramı modeli teoriyi içeren kapsamlı bir konu haline gelmiştir. Bu durumun oluşmasında ürün ve hizmetlerini satmaya çalışan kar amaçlı işletmeler kadar kar amacı gütmeyen kuruluşların kamuoyu için faaliyet gösteren derneklerin sivil toplum kuruluşlarının devlet kurumlarının; bunların da ötesinde yazarların şarkıcıların spor kulüplerinin politikacıların amaçlarına ulaşmak için yoğun şekilde pazarlamanın temel ilkelerinden ve stratejilerinden yararlanmaya başlaması önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.