"'Deniz köpükler içinde' dedi Su yaslanıp omzuma
başını dudaklarıma uzattı. Saçlarını iki kaşının arasını sonra da ürperen dudaklarını öptüm. Kabardıkça kabarıyor gibiydi göğsü ve dudakları. Yüreğim çarpıyor uğultulu bir mutluluk akıyordu içime Su'dan. Dönüşte yol boyunca mavi gölgeli pencerelerin altından geçerken kar akşamlarının masal sessizliği içindeydik ikimiz de. Yıllarca kaldı bu ilk öpüş bende gitmedi."
İrfan Yalçın bu ilk dönem romanıyla taşra bir deniz kentinde yeşeren bir çocukluk sevisinin naif dünyasından gerçeğin soğukluğuyla yoğrulmuş büyük kent yalnızlığına götürüyor okuru. Hiçbir zaman hümanist bakış açısından sapmadan sevgiden ve inceliklerden taviz vermeyen sözcüklerle.