Din yakın tarihimizde sık sık gördüğümüz gibi yalnızca Türkiye'nin gelişmiş bölgelerinde egemen zümrelerin ya da yeni gelişen burjuvazinin çıkarlarını korumada kullanılan bir araç değil aynı zamanda ve çok daha etkili olarak Türkiye'nin geri kalmış bölgelerinde farklılaşmama nedeniyle tek egemen değer olmasına dayanarak oradaki egemen zümreler lehine çalışan bir inanç ve değer sistemidir. Toplumun statik ve yalınkat görüntüsü kişiyi önceden de belirtildiği gibi tarikatların kucağına itmiş ve gelişmemiş bölgelerimizin halkı toprak ağası ve tarikat şeyhi ikileminin sosyal ve ekonomik etki alanından çıkamamışlardır. Ekonomik ve sosyal ilişkilerini ağa ve şeyh ile sürdüren halk onların siyasal inanç ve davranışlarını da paylaşmakta ve toplum dışa dönük canlı ve farklılaşmış bir toplum haline dönüşememekte ağaların ve şeyhlerin istedikleri düzeyde kalmaktadır.