"Kutsal bir geleneğin içinde yer alan bir sanat dâhili bir süreçtir ve hedefi sanatkârın kendi nefsinin olgunlaşması 'dönüştürülmesi' veya yeniden doğuşudur. Üstatları tarafından bir sanat hatta 'kral sanat' (ars regia) diye adlandırılan simya değersiz metallerin altın ve gümüş gibi soy metallere dönüştürülmesi temsiliyle söz konusu dahilî sürecin oldukça manidar bir tasvirini sunar. Aslında simya nefsi dönüştürme sanatı olarak adlandırılabilir. Bunu söylerken simyacıların metallerin saflaştırılması ve alaşım yapılması gibi metalürjik işlemleri de bildiklerini ve uyguladıklarını inkâr etmek istemiyorum. Bununla birlikte onların gerçek işi nefsin dönüştürülmesiydi ve bu iş için bütün bu uygulamalar sadece haricî istinat noktaları veya 'işlemsel' sembollerdi. Bu noktada simyacıların şahitliği ittifak halindedir."
Simya hakkındaki bu kitap sadece simyanın anlamının tahlili için değil değindiği temel konular itibariyle geleneksel dünya görüşü bunun metafiziksel temelleri ve insanın manevi gelişimi için de bir giriş kitabı olarak okunabilir.