Amaç köy çocuklarına "Sizler de büyük kentlerdeki çocuklar gibi başarabilirsiniz" demekti. "Yeter ki isteyin çalışın; biz tıkandığınız yerde arkanızda olacağız" demekti; bilimsel merakı yaratıcı düşünmeyi hayal gücünü kamçılamaktı. Büyük kentlerin tüketim çılgınlığına kapılmış çocuklarıyla çocukluğu bilmeden yoksulluğun acıların sorunlarıyla boğuşan bu çocuklar aynı ülkede birbirlerini varlığından habersiz yaşıyorlardı. Aileleri kalabalıktı yoksuldu. Çocukların kimi tarlalarda bahçelerde çalışıyor kimi hasta yaşlı anne-babasına bakıyor eve gider gitmez mutfağa koşup yemek pişiriyor koyun güdüyor tezek topluyordu. Onlar okulsuz köyleri öğretmensizliği kardan çığdan kapalı köy yollarını selden depremden yıkılmış okulları kitapsızlığı okula gelebilmiş bir kız öğreci olmanın ayrıcalığını yarının belirsizliğini biliyorlardı. O kadar yoksul ok kadar haklarından insanca yaşam koşullarından habersizdiler ki bizim kulplar bulup eleştirdiğimiz daha iyisini istediğimiz okular onlar için cennetti. Büyük kentlerde nelere su gibi harcanan 250-300 milyon liralar bu çocukların bir yıllık yemek-giysi masraflarını rahatça karşılayabilirdi. Yolculuğun ilk günlerinden beri beni derinden etkileyen köy çocuklarının öyküsünün mutlaka yazılması gerektiğine inanmıştım. Güneşin Çocukları böyle bir kitap oldu.