İbâdet Allah'a kulluğun ifadesidir nişanesidir. Ona kul olmak ve bu kulluğun gereğini yerine getirmek insana şeref kazandıracağı gibi başka bir varlığa kul olunamayacağının Allah rızasının her rızanın üzerinde tutulacağının da ilanıdır.
Her kul Rabbini bilmek ona ibâdet ve tâatte bulunmak hayat akışını onun rızasına göre sürdürmek hatalar işleyince ona sığınmak yardıma muhtaç olduğunda ondan yardım dilemek onun emir ve yasaklarına uyarak iki cihan huzur ve saâdetine ermek için gayret etmek ve yaratılış gayesinin ona ibâdet ona kulluk olduğunu idrak etmek zorundadır.
Namazın kıymetini vurgulamak için dillerde dolaşan bir cümle vardır: "Namaz mü'minin miracıdır." Bu güzel bir ifadedir. O mü'mine günde beş kere Rabbinin huzuruna durma kalbini manevî hazla doldurma ve gönlünü berraklığa ulaştırma imkânı verir.
Bir insanın hayatını devam ettirmek için nasıl sindireceği gıdaya ihtiyacı varsa manevî hayatını devam ettirmek için de gönlünün sindireceği ulvî gıdaya ihtiyacı vardır. Bu çeşit gıda hem besleyici hem de arındırıcıdır.