Kulağımıza hep bir yerlerden çalınır: Derler ki İstanbul sadece bir şehir değildir. İstanbul'un uzağında olan için bu sözün pek bir anlamı olmayabilir. Fakat şehrin içinde yaşayan bir ara konaklayan veya şöyle kıyısından geçip gidenler için bile İstanbul artık başka bir anlam kazanmaya başlar.
Ancak bu şehri İstanbul yapan asıl unsurlardan biri de sinesinde barındırdığı martılar güvercinler köpekler kediler ve cümle sokak hayvanları değil midir? İstanbul asıl rengini sesini kokusunu ve güzelliğini bu canlılarla birlikte kazanmıyor mu? Ve hal böyleyken şehrin esas "sakinleri" de bizler değil aslında onlar olmuyor mu?
Bu kitapta İstanbul'da yaşayan bir zamanlar buraya yolu düşmüş olan bu şehri özleyen herkesin kendi hayatından bir şeyler bulacağı metinler yer alıyor. 18 yazarın kitabın temasını odağa alarak yazdıkları öykü ve anlatılar ilk kez okurun beğenisine sunuluyor. Üstelik sadece İstanbul değil bu sefer odakta şehri onlarla paylaştığımız şehirle adeta özdeşleşmiş martılar güvercinler kediler ve köpekler de yazarların anlatılarına eşlik ediyor onları derinleştiriyor ve daha da anlamlı hale getiriyor. Ve böylece Şehr-i İstanbul hepimizi bir kez daha yamacına topluyor.