Bilim adamları dilin soyut tasarımlar halinde bir sistem olduğunu maddi yapılı söylem birimlerinin bu sistem üzerinde çalıştığını yakın zamanlara değin göremediler. Bu gerçeğin anlaşılabilmesi için 19. yüzyılın sonları beklenecekti. Ancak o zaman Polonyalı dilci İ.A.Baodouin de Courtenay iki farklı alanın bulunduğunu söyledi: Dil/dil sistemi alanı ile bu sistem üzerinde çalışan söz/söylem alanı. Bu görüşe göre dil; soyut imgelerden kurulu bir sistem olup bilmenin düşünmenin alanı; söz/söylem ise insanın ürettiği göstergeler zinciri şeklinde işleyen maddi oluşumların alanıdır.
Dil sistemi; evrensel gerçekliğin varlıklar nitelikler bağıntılar şeklinde insanın belleğine yansıması sonucu oluşmuştur. Bu görüşe göre dil soyut imgelerden kuruludur ve dilin diğer alt dizgeleri gibi söz dizimi de söz diziminin kurucu birimleri de soyut model yapıları üzerinde çalışır.
Bu eserde söz diziminin öbek yapıları iki sınıfta gösterildi: Yargısal (predikatif) yapılar tamlayıcı (atributif) yapılar. Yargısal yapıların söylemdeki temsilcileri yargısal kelime öbekleri ile cümlelerdir. Tamlayıcı yapıların söylemdeki temsilcileri ise belirtme öbekleri tümleme öbekleri ve belirteçli öbeklerdir.
Bu eser söz dizimi alanında emek veren hocalarımızın o fedakâr insanların çalışmalarına deryada damla misali katkısı olsun diye; teorik bilgiler ışığında üniversitelerimizin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde okuyan söz diziminin sorunlarıyla uğraşan ve arayış içinde olan öğrencilerimizin çabalarına destek olsun diye kaleme alındı.