İlerleyişimiz tatmin edici olmadığından dipçik ve cop darbeleri omurgamızın ve böbreklerimizin üzerine iniyordu. Yani soğuğa bir de etrafımızı çeviren ve Kızıl Ordu ile kendi pis kıçları arasındaki mesafeyi olabildiğince açmakta telaş eden Posten'larımızın can sıkıcı ve kaba mevcudiyetini de eklemek gerekiyordu. Tüm bunlara rağmen daha hızlı ilerlemek mümkün olmuyordu.