Kim bilebilirdi ki belki de mucizevi bir şekilde hayallerimdeki dünya ile yaşadığım yer arasında bir köprü kurabilirdim. Büyük ihtimalle oraya gitmeyi başardığımda ilk yapacağım şey beni buraya geri getirebilecek olan köprüyü yıkmak olurdu. Çünkü ben böyle bir yerde olmak istemiyordum. Gerçi kim istiyordu ki? Her şeyin marka ve popülariteye dayalı olduğu bir yerde hangi canlı olmak isterdi? Yaratıcılık yerine sıradanlığın üstün görüldüğü bu yer herkesi bir fabrikadan çıkmışçasına tek düze hâle getirmek isterken insanlar nasıl oluyordu da kendi benliklerini kaybetmekten korkmuyorlardı? Bense o benliğin hiç farkında olamamıştım galiba. Asıl ailemi hâlâ nefes almamdaki nedeni yalnız olmamın sebebini dışarıdaki büyücü tipli sirk kaçkınlarının benim varlığımdan niçin bu kadar rahatsız olduklarını bilmiyordum. Kısacası kim olduğumdan haberdar değildim. Henüz...