1988'in Mayıs'ında bir sabah Gazze ve Ömer-el Muhtar Caddesi. Dokuzu biraz geçiyor saat. Dükkanlar daha yeni açıldı. Bütün dükkanları saat dokuzdan onikiye kadar açtırıyor intifadanın birleşik idaresi. Kenar sokaklardan birinden kıvrılırken silah sesleri duyuyorum. Ana caddenin ortasında ikiyüz metre arkamda orduya ait iki büyük devriye arabasının durduğunu görüyorum.
Askerler son derece telaşlı. Ne yapacaklarını bilemeden omuzlarındaki silahlara aşağıya doğru sıçrayarak etraflarını gözetliyorlar. Uçarak geliyor taşlar. Ama nereden geldikleri görülmüyor. Belki damlardan belki pencerelerden. Bilinmiyor.
Taş atıcıları aramakla bulmanın her zaman mümkünü yok.
Peki ne olacak?
Ve uçmaya devam ediyor taşlar!