Bu kitap Kur'ân ve Sünnet ekseninde bir hitâbet anlayışının nasıl olması gerektiğini tartışan bir çalışmadır. Zira hitâbet muhatabı ikna etmek amacıyla gerçekleştirilen her türlü iletişim faaliyetidir. Bu doğrultuda hitâbet insanlık tarihiyle yaşıt bir konuşma sanatıdır. Zira ilk insan aynı zamanda ilk peygamberdir. O ilk hitâbetini varlıkların isimlerini öğretme/öğrenme adına Yüce Allah'tan kendisine doğru yönelen iletişimle gerçekleştirmiş ve ardından onları meleklere iletmek suretiyle hitâbet sanatına zenginlik kazandırmıştır. Daha sonra onun hitap ettiği ümmetiyle gerçekleştirdiği iletişim insanlar arası hitâbetin de ilk adımını oluşturmuştur. Artık bundan sonra hitâbet insanlık tarihinde bireylerin kaçınmaları imkânsız olan evrensel bir sanata dönüşmüş ve o günden bugüne çeşitli biçimlerde devam edip gelmiştir. Hitâbet dünya hayatı devam ettiği müddetçe de yaşamın her alanında kendisini hissettiren bir sanat olarak sürüp gidecektir.