Tanzimat'tan günümüze kadarki süreçte çokça tartışılan konuların başında bize özgü bir felsefî geleneğin kurulup kurulamayacağı gelmiştir. Kendi kültür ve değerlerimiz üzerine inşa edilmiş bir felsefenin bize Batılı anlamda filozof olarak addedilen felsefecileri yetiştirme imkânı sağlayıp sağlayamayacağı ve bu imkânı gerçekleştirme yolunda Türkçenin felsefî bir dil oluşturma yönündeki yetkinlik ve yeterlilik seviyesi köklü bir gelenek oluşturma çabaları gibi meseleler karşımızda durmaya devam etmektedir.
Bu çalışmada bütüncül bir bakış açısıyla Tanzimat'tan günümüze kadarki süreçte belirli dönemlerde felsefî paradigmalarda yaşanan değişimleri kronolojik ve problematik olarak saptanmaya; Tanzimat ile birlikte ortaya çıkan akımların belli dönemlerde -örneğin 1915 1933 ve 1960 yılları gibi- kırılmaya uğrayıp yön değiştirmesi ile farklı akımlara yerini bırakması dünyadaki felsefe algısının değişimine paralel olarak ülkemizdeki değişimler bu araştırmada ortaya konmaya çalışılmıştır.