Cemal Süreya'nın 12 Mart darbesinin şairleri "kışkırttığına" yönelik tespiti oldukça yerindedir. Gerçekten de darbeye duyulan öfke Marksist şairlerin mısralarında haykırışa slogana dönüşmektedir. Bir kavganın hikâyesi ancak kavga şiiri ile anlatılabilir anlayışından hareket eden şairler şiiri de kavganın alanı olarak düşünmüşlerdir. Bu şiirin hikâyesi ise sosyal yapıyı oluşturan iki ayrı dünya görüşünün aynı toprağın kültürel zenginliğinden meydana geldiklerini unutup bir kör dövüşüne tutuşmalarından ibarettir.