Dünyaya evrenselci ve ilerlemeci bir hümanizm mi egemendir yoksa dünyada birbirinden farklı kültürler milletler veya medeniyetler mi vardır? Toplumsal hayatımızda yaşadığımız değişmeler bütün toplumları kapsayan bir ilerleme midir yoksa farklı toplumlarda inişli çıkışlı farklı değişimler mi görünmektedir? Sosyolojinin ortaya çıktığı günden itibaren üretilen büyük teoriler genellikle bu sorunu görmezden gelmişlerdir. Biraz da bunda çağın ruhu diyebileceğimiz egemen bir zihniyet yapısı etkilidir. Fakat bu dönemin moda anlayışının gerçeklerle pek örtüşmediği dünyada yaşanan çatışmalar ve olumsuzluklarla çabuk ortaya çıkmıştır. Sorokin'nin Bir Bunalım Çağında Toplum Felsefeleri kitabı bu durumu çok güzel özetler. O zaman bu anlayış farklılığını ortaya koymak bizim için bir görev haline geldi. Çünkü bizim arayışımız da zaten millet ve kültür farklılığının bilimsel olarak nasıl temellendirileceği üzerine idi. Bir anlamda zihnimizdeki problemin çözümüne katkı sağlayabilecek bir cevher bulmuş gibi olduk. Bu eser Sorokin'in görüşleri hakkında ipuçları veren bir kılavuz niteliğindedir. Sorkin'i daha doğru anlayabilmenin yolu kendi eserlerine doğrudan müracaat etmekten geçer. Bizim yaptığımız toplum felsefesi bağlamında bir Sorokin okumasıdır.