İki ayrı hikâye iki ayrı yolculuk...
"Hayat bir şölen tadında yaşanmalı... Yanan odunun kokusudur güzel olan; çıtırdaması yüzünüzü kavurması... O her biri ayrı şekillerde yaratılmış olan kar tanesi eğer yağarken yüzünüze değmiyorsa; ne güzelliği olabilir yağıyor olmasının! Bir kafeteryada zaman geçirmek için içtiğiniz çayın ne lezzeti olabilir hissetmiyorsanız! Tören gibi olmalı o çayın her yudumu.
Tekrar ediyorum; hayat bir şölen tadında yaşanmalı... Baharda yaprakların açılışını ya da böceklerin kanat vuruşlarını bir kuşun yalnız ağlayışını veya su birikintisi etrafında tartışan kurbağaların seslerini duymak işte bunlar hayatı şölen tadında yaşatan şeyler."
"Aşk akıl tutulmasıdır evet böyle düşünüyorum. Ve sanırım senden daha az âşık değilim. Çünkü ben de artık gitmek istemiyorum. Kalmak seninle olmak istiyorum. Hatta şu an burada senin omzunda ölüp gitsem bu beni mutlu eder. Anlamı var mı? Yok! İnsan ölüp gideceğini bilse mutlu olur mu yine de? Akıllıca mı bu? Hayır! Ama zaten aşk da bu."