Bâyezîd demiş ki sevgi câmını
Durup dinlenmeden gönül nûş etti
Üst üste kadehler boşaldı doldu
Lâkin ne ben doydum ne şarap bitti
Beni de böylece aşkın şarâbı
Ezelî ebedî kıldı harâbı
Cismimle kabrimin yanık türâbı
Sevdâ cür'asıyla yoğruldu gitti
İlk câmın neş'esi gönülde bâkí
Artıyor gittikçe şevk-ı mezâkı
İçtiğim meclise Allâh'tı sâkí
Orada elesti rûhum işitti
Kaybetti o bezmi vâkıa bu göz
Lâkin kulağımda çınlıyor o söz
Her yerde her şeyde görünen o yüz
Yanmamı artırdı beni eritti