İnsanoğlu var olduğu günden bugüne kadar bedensel ve ruhsal hastalıklarla karşı karşıya kalmıştır. İlk insanlar karşılaştıkları bu bedensel ve ruhsal problemleri tespit etmeye ve bu problemlere çare olacak tedavi yöntemlerini aramaya başlamıştır. Bu çabalar halk hekimliği uygulamalarının doğuşunu hazırlamıştır. Tecrübelerden süzülmüş bilgilere dayalı olarak oluşan ve nesilden nesile aktarılan bu ampirik tedavi yöntemleri toplumsal hafızanın da bir parçası olarak günümüze kadar ulaşmıştır.