Tarih boyu İslam medeniyeti ile Batı medeniyeti birbirine yakın fakat bir o kadar da uzak olmuşlardır. Çatışma ve rekabet halinde olmalarına rağmen sürekli birlikte yaşamışlardır. Bugün dünya üzerindeki etkisini hâlâ çok kuvvetli bir şekilde gösteren bu iki medeniyet arasındaki farklılıklar insanlığı olumlu ve olumsuz yönde etkilemektedir.
Bir tarafta kaynağını Kur'an ve Sünnet'ten alan İslam dininin yayıldığı bölgelerde doğru uyguladıkları müddetçe en üstün olan medeniyeti diğer tarafta ise Hristiyanlık Yahudilik ve diğer sistemlerin etkisinde kalmış Batı Medeniyeti... Anadolu'nun fethiyle Haçlı seferleriyle İslam Medeniyeti ve Batı Medeniyeti yüz yüze gelmiş aralarındaki farklar gün yüzüne çıkmıştır.
İslam Medeniyeti geçmiş yıllarda yaptığı fetihler sonrasında sağladığı barış ortamı ile dünyaya huzur adalet ve hürriyet getireceğini göstermiştir. Batı Medeniyeti ise ilk yıllardaki sömürgeciliğini devam ettirerek küreselleşme yoluyla büyümeyi kendine yol seçmiştir. Bu yüzdendir ki İslam medeniyeti ile Batı medeniyetinin tarihini bilmek bu iki medeniyeti tanımakta çok önemli rol oynar. Çünkü tarih insanlığın ortak geçmişidir...
Batı'da müspet bilime dayalı maddiyatla yoğrulmuş maddeciliği ele alan teknik ile Doğu'da insanlar arasındaki zümre farkını kaldıran ruha ve ahlaka dayalı ilimin karşılaşması. Ve bu karşılaşma Necip Fazıl Kısakürek'in sözleriyle son bulmaktadır: Doğu der ki Batı'ya güneşi fethetsen de ruh gerçeği bendedir madde yalanı sende...