Bu kitabın kavramsal çerçevesi tıp eğitiminin geleneksel bir modeli olan vaka kaynaklı öğrenme modeline dayanmaktadır. Vaka kaynaklı model doktorların eğitimindeki değişen ortam şartlarına ve gelişen tıp teknolojisine bakıldığında halen en uygun modeli teşkil etmekte olup herhangi bir hekimin karmaşık bir vakanın değerlendirilmesine en baştan itibaren sonuna kadar tanık olmasına gerek kalmayacak şekilde birleştirilmiştir.
Her bir vakada ne olduğunu anlamak suretiyle benzer durumlara genelleme yapılabilmekte ve temel ilkelerin uygulamaya dâhil edilmesi mümkün olmaktadır. Bizlere kalıp tanımlama becerilerini geliştirmek maksadıyla sağlık eğitimimiz süresince sayısız hastalığa ve bozukluğa ait klasik emareler ve semptomlar öğretilmektedir. Bu kalıpların tekrarlı olarak gözden geçirilmesi neticesinde bu yaygın hastalıkların unsurlarını öğrenmekteyiz. Sağlık eğitimindeki safhaların ilerlemesiyle birlikte bu rutin kalıplardaki beklentilere ve sonunda istisnalara olan yönelim daha da artacaktır. Bu kalıptan bir takım sapmaların ortaya çıkması anlaşılabilir ancak tanısal becerilerin daha fazla gelişmesine neden olan küçük sapmaların olması tercih edilmektedir. Zeki bir hekim daha nadir karşılaşılan istisnai tanıları koyabilmek amacıyla tipik kalıpta meydana gelen sapmaları fark edebilmektedir.