Tarihi olayların olguların; insanlık tarihinin başlangıcından günümüze değin her dilimi; çok grift her anında farklılaşan dönüşen değişen bir tarihsellik taşır. Siyasal toplumsal etnik ve coğrafi birçok farklı dinamiği olan tarihi olayları incelerken her tarihsel olayı kendi yüzyılı içinde ve ortaya çıkış koşullarını dikkate alarak incelemek gerekir. Tarihin belirli bir döneminde telif edilen ya da dile getirilen bilgilerin hukuki ve ahlaki yaptırımların o dönemin ürünü olması yönüyle söz konusu dönemin özelliklerini yansıtması kaçınılmazdır. Dolayısıyla ele alınan çağa döneme ait olayları olguları günümüz değerler ölçütü ile yargılayıp çözümlemeler yoluna gitmek bilim dışılıktır. Siyasal yaklaşımlarla Türk dili tarihinin ya da genel Türk tarihinin bir bölümüne büyüteç tutup buradan seçilen bir kesiti XXI. Yüzyıl ölçütleri ile tanımlamak bütünüyle siyasal bir arayıştır.
Göktürk Karahanlı Selçuklu ya da Osmanlı Dönemi kendi çağının koşulları göz önünde tutularak yorumlanmalıdır. Türk dili tarihinin dönemleri ile ilgili bir veri sorgulanamaz doğru ve mutlak gerçek değildir. Buna karşın bireyler yüzyıllar önce farklı zorunluluklarla çok farklı koşullarda oluşmuş olayları yeterince anlama olanağından yoksundurlar. Çünkü insanlar yaşadıkları dönemin toplumsal ve siyasal bakış açıları ile sınıflandırılmışlardır.