Asker Kul Sadri Hoca'nın ellerini çözdüğünde O da hemen çavuş ile birlikte Semahat'a yardım etmişti. Semahat kendindeydi ama çok kan kaybediyordu. Yüzünü Kul Sadri Hoca'ya çevirdiğinde onun ilk defa çocuklar gibi ağladığına şahit oluyordu. Kendini biraz zorlayarak kısık bir sesle konuşmaya başladı;
-Hocam biliyor musunuz? Benim yedi ay öncesine kadar kullanmaktan nefret ettiğim ikinci ismim Muhsena. Anlamını biliyor musunuz?
-Evet biliyorum kızım. Şeytana karşı kale gibi demek.
-Eğer ölürsem hayatımdaki şu son yedi ay o ismi ahirette de kullanmama yeter mi? Çok az değil mi?
Semahat'ın ağzından çıkan bu sözler karşısında Kul Sadri Hoca daha da çok ağlamaya başlamıştı. Bir şeyler söylemek istiyor fakat ağlamasına bir türlü engel olamıyordu. Ağlayarak da olsa Kul Sadri Hoca'nın ağzından şu ayetler döküldü;
Ey huzura kavuşmuş insan! Sen O'ndan hoşnut O da senden hoşnut olarak Rabbine dön. (Seçkin) kullarım arasına katıl ve cennetime gir."