On dokuzuncu yüzyılın sonunda peri masalları çeviren bir İtalyan gazetecinin hayalhânesinden çıkan; her şeyi merak eden okula gitmek yerine gezip tozmak ve oynamak isteyen yalan söylediğinde burnu uzayan; evinden ayrılışı erginleşmesini sağlayan serüvenleri ve eve dönüşüyle dahil olduğu evrensel kahraman mitosu arketipini yalın bir hikâye içinde ve başarıyla temsil ederek modern klasikler arasına dahil olan Pinokyo yazılışının üstünden yaklaşık bir buçuk asır geçtikten sonra bile bizi hem çocukluğumuza hem dünyanın en büyük ve eski yolculuğuna davet etme gücünü koruyor.