Henüz bir beyaz gül tomurcuğu kadar saf ve temiz yedi köyün güzeli ünlü bir ağa kızı Sıdıka; fiziki güzelliğinin yanı sıra sağlam karakteri duygusallığı saygısı görgüsü ve zarafeti ile ünü dillerde dolaşan bir genç kızdır.
Sıdıka Saray köyündeki sarayında oturan on yedi köyün sahibi Saraylı Küçük Bey ile evlendirilir. Mutluluğu çok kısa sürer. "Güzellerin şansı yoktur" sözü Sıdıka için söylenmiş gibidir. Otoriter kayınvalidesinin himayesinde olması da hayatındaki acıları azaltmaya yetmez.
Bir müddet sonra kocası ile aynı yatağı paylaşmak ona işkence gibi gelmeye başlamıştır. Bu arada yörenin ve zamanın ünlü bir şairi ile tamamen duygusal bir aşk yaşar. Ama aşkını da mutluluğu gibi Harput'un sarp kayalarından atmak zorundadır.
Sıdıka Hanım romanı; birkaç cümle ile anlatılamaz hatta sadece okunmaz okurken yaşanır. Sıdıka Hanım'ı okuduktan sonra "Mutsuzluğun resmini yapabilir misin?" sorusunun cevabını bulacaksınız. Ve cevabınız şöyle olacaktır: "Evet mutsuzluğun resmi Sıdıka Hanım romanı ile çizilmiştir."
Bu muhteşem hikâyeyi Naşide Gökbudak'ın kaleminden okumak ayrı bir mutluluk ve heyecan olacaktır.