Antakya'nın Arapdilli Doğu Ortodokslarına dair kolektif bir yayın aslında bir hayli gecikmiş bir projedir. Bu kadim topluluk Bizans Osmanlı Suriye ve Türkiye kültürlerine yaptığı büyük katkılara karşın uluslararası bilim camiasında gözden kaçan bir konu olarak kalmıştır. Bu kitap farklı alanlardan uzmanların bu topluluğun geçmiş ve bugünkü deneyimlerinin farklı boyutlarını aydınlatan çalışmalarını ilk defa bir araya getirmektedir.
Birinci bölümde Haris Rigas Arapdilli Doğu Ortodokslarını bir diyaspora olarak inceleyip kimliklerinin tarihsel oluşumunu Kemalizm ve Baasçılık gibi iki modern siyasal hareketin açığa çıkardığı imkân ve tehditlerle karşılıklılık içerisinde ele alırken ikinci bölümde Şule Can ve Zerrin Arslan topluluk mensuplarıyla yapılan derinlemesine mülakatlar aracılığıyla topluluğun tarihsel vatanı Antakya'da karşı karşıya olduğu güncel gerçekliği irdeliyor. Üçüncü bölümde Özgür Kaymak ve Anna Maria Beylunioğlu topluluğun İstanbul'da yaşayan mensuplarının aidiyet biçimleri ve İstanbul Rum toplumuna meşakkatli entegrasyon sürecine odaklanırken Polina Gioltzoglou Tokaçlı köyünde gerçekleştirdiği ve maddi kültür mutfak pratikleri ve aidiyet arasındaki etkileşimi incelediği katılımcı gözlem çalışmasını okuyucuya sunuyor.