Yeraltı zenginliklerinin Kocagümüş Köyü'nden yarattığı erken bir şehir Balya. Sanayi Devrimi sonrasında hammadde ihtiyacını karşılama arayışına giren sömürgeci Avrupa ülkelerinin Osmanlı coğrafyasında girdiği ilk yerlerden biri. Balya Madenleri önce bir Alman şirketi ardından bir Fransız şirketi tarafından işletilir. 1892'de bir Fransız şirketinin kurduğu Balya Karaaydın Madenleri Osmanlı Anonim Şirketi 1939'a kadar Türkiye'nin yeraltı zenginliklerinden bir bölümünü Avrupa'ya taşır. Bu arada küçük bir köyden bir şehir doğar.
Maden; Türkiye'de ilk işçi göçü dalgasına yol açar ilk işçi eylemini ve grevi hazırlar. Maden işletmesi aracılığıyla taşrada elektriğe ve demiryoluna kavuşan ilk yerleşim bölgesidir Balya. Avrupa'dan gelen yatırımcı aile teknisyen ve uzmanlarla yurt içinden gelen işçilerin oluşturduğu kültürel hayat Balya'nın çokkültürlü bir yapı kazanmasını sağlar. Elbette "Kuşlar Köstebekler ve Tanrılar"ın hayatı birbirinden farklıdır.
Emek ve sömürü çaresizliğin çözdüğü geleneksel değerler taşranın günlük hayatı Avrupa ile Türkiye arasındaki zihniyet farkı "Kuşlar Köstebekler ve Tanrılar"da sürükleyici bir anlatım ve klasik bir kurgu ile değerlendiriliyor. Fazıl Sayın; karakter canlandırmadaki başarısı diyaloglardaki rahatlığı olay örgüsünde gösterdiği sağlamlıkla dikkat çektiği kadar tarihsel olana yaklaşımıyla da tarihsel roman janrında özgün bir kimlik olarak beliriyor. Kuşlar Köstebekler ve Tanrılar'da tarihsel olanı üretim ve insan ilişkileri dolayımında kurguya dönüştürüyor. Böylece tarihin ışığını yılların dehlizinden geçirip günümüze düşürerek merakla okunacak bir roman sunuyor.