Ogün Kaymak şiirinde poetik zeminin kristalleştiği son 3 kitap "işte doğru yazdım adını" ile birlikte düşünsel bir kadraja yerleşiyor.
Bu kadraj Muğlaklık Etiği'ne koşulludur; Simone de Beauvoir'un erkek bilincini "kendi olmak ile olmamak arasına gerili bir muğlaklık" olarak işaretlerken geliştirdiği bu kavram Ogün Kaymak şiirine en başından itibaren ışık düşürür. Nitekim süreç içinde kelime sözcelem ve şiir cümlesi düzeyinde yapılanan imge örgüsü bir dip akıntı olarak Dil'in Var-olanla ilişkisindeki çaresizliği hep duyumsatır.
Bu sıkışma söylemin akışkanlığına bir şiddet olarak yansır; çünkü şair de bizzat dil dolayında bir dehşeti dışa-vurmaktadır.
Dehşeti tanıyoruz:
Deneyim karşısında dile tutunamayan bilincin sekteye uğraması..."Diyor Celâl Soycan Ogün Kaymak'ın şiiri için. Okumak gerek...