İslâm Peygamber'ini vahyin açık öğretileri dışında algılama çabası kaçınılmaz olarak yanlış anlamalara yol açacaktır. Bu da ona yapılabilecek en büyük saygısızlıktır. Numune-i İmtisal olarak insanlığa gönderilmiş olan Hz. Peygamber'in örnek alınamaz konuma indirgenmesi / yüceltilmesi doğru bir yaklaşım değildir ve bu tür rivayetler/bilgiler de ihtiyatla karşılanmalıdır. Bir beşer olarak tarihin belli bir döneminde yaşamış olan Allah Rasûlü'nü insanların anlayabileceği örnek alabileceği ve model kabul edebileceği şekilde sunmak vahyin öğretisine daha uygundur. Bu çalışma vahyin sınırları çerçevesinde bir peygamber algısını ortaya koymak için yola çıkmıştır. Yanlış peygamber algılarını Kur'ânî düzlemde ifade etme eylemi onu itibarsızlaştırmak şeklinde asla algılanmamalıdır. Onu doğru anlamanın amacı savunduğu ve uyguladığı temel ilke ve prensipleri hayatın her alanına yansıtmak olmalıdır. Bu bağlamda efsanevî anlatımların sıkça görüldüğü Mekke döneminde meydana gelen olayları ilmî ve akademik üslup çerçevesinde vahiy tarihsel bağlam akıl ve mantık süzgecinden geçirerek ele almayı amaç edinmiş olan bu eser onun doğru anlaşılmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır.