Bir an geriye gidelim. Özallı yıllara.. Hatırlayınız: Körfez Savaşı'ndan sonra ABD ve müttefikleri Saddam'a 36. paralelin üzerine çıkmamasını tembihlediler. Harekat sonrasında bahis konusu o kuşak egemenliği belirsiz bir duruma düşmüştü. Barzani Talabani hatta PKK bir yanda Çekiç Güç ve dolayısıyla uluslararası keşif kuvvetleri diğer yanda bu akıbeti meçhul bölgenin sakinleriydiler. Bu manzaranın Türkiye'nin güvenliğine ciddi bir tehdit ettiği savunuluyordu. Zamanla muğlaklığın hakimiyetine neredeyse alışılıyordu ki bu kez 11 Eylül'ün ardından ABD'nin küresel terörle savaşı bağlamında birden bire Irak'a karşı yapılması muhtemel bir operasyon ve tabii ki onunla birlikle Kuzey Irak'ın geleceği yeniden dünyanın ve Türkiye'nin gündemine giriverdi.
36. paralel bir yüzyıl önce de dünya siyasetinin gündemindeydi!.. Bize göre tarihçesindeki en önemli dönemeci o günlerde idrak ediyordu. Eğer mesele Türkiye-Irak sınırının tespiti çerçevesinde Musul-Kürdistan Sorunu ise o zaman; bu kitap bir yerde 36. paralelin söz konusu zaman dilimindeki kronolojik akış öyküsüdür.